Şanlıurfa Ziyareti – Ocak 2016
URFA ZiYARETi – OCAK 2016
Şems-i Mevlana Derneği olarak Ocak ayının ilk haftasında Şanlıurfa’da bulunan İbrahim (as) Efendimizin doğduğu mağara, Halilİbrahim Mescidi, İbrahim (as) Efendimizin ateşe atıldığı tepe, Ateşin yakıldığı alan, Balıklıgöl, Bediüzzaman Said Nursi Hz.lerinin ilk defin edildiği kabri şerifleri, Eyyub (as) Efendimizin Makamı, Şifa Bulduğu Kuyu ve kaldığı mağarayı ziyaret ettik.
Kur’anda geçen İbrahim (as) Kıssası
Kuran’da İbrahim’in putperest kavmiyle münakaşasının yanı sıra putperest babasıyla da tartışması yer verilmiştir. İsmi Kuran’da Azer olarak zikredilir.
- ”Hani, babasına demişti ki: “Babacığım; işitmeyen, görmeyen, sana hiçbir yarar sağlamayan şeylere niçin kulluk ediyorsun? Babacığım! Doğrusu, sana gelmeyen bir ilim bana geldi. Bana uy ki seni doğru yola ileteyim. Ey babacığım, şeytana kul olma! Muhakkak ki şeytan, Rahmân’a asi oldu. Babacığım! Doğrusu ben, sana, çok esirgeyici Rahmân tarafından bir azabın dokunmasından, böylece şeytana bir dost olmandan korkuyorum. Babası, “Ey İbrahim! Sen benim ilâhlarımdan yüz mü çeviriyorsun? Eğer vazgeçmezsen, mutlaka seni taşa tutarım. Uzun bir süre benden uzaklaş!” dedi. İbrahim, şöyle dedi: “Esen kal! Senin için Rabbimden af dileyeceğim. Şüphesiz O, beni nimetleriyle kuşatmıştır. Sizi ve Allah’tan başka taptıklarınızı terk ediyor ve Rabb’ime ibadet ediyorum. Rabbime ibadet etmekle de mutsuz olmayacağımı umuyorum.”(Meryem suresi, 42, 48)
- ‘‘İbrahim’in, babası için af dilemesi, ancak ona vaadettiğini tutmak içindi. Fakat onun, Allah düşmanı olduğu kendisince iyice anlaşıldığı zaman ondan vazgeçti. Şüphe yok ki İbrahim, çok ağlayıp dua eden, insanlara fazlasıyla merhamet eden bir zattı.” (Tevbe suresi, 114)
İbrahim (as) Ateşe atılma kıssası
Hz.İbrahim (as) Nemrut’u ve putları ilah edinmeyi asla kabul etmemiş, putları kimse görmeden kırarak baltayı büyük putun boynuna saplamış ve Nemrut’u Allah’a inanmaya çağırmıştır. İbrahim’in çağrısına kulak asmayan Nemrut, büyük bir ateş yaktırıp, İbrahim’i mancınık ile ateşe attırmış, ama ateş Allah’ın emri ile onu yakmamıştır. Rivayete göre ateş göle (balıklıgöl), odunlar ise gölde yüzen balıklara dönüşür. Kuran’da şöyle geçmektedir:
- ”Allah, kendisine hükümdarlık verdi diye (şımarıp böbürlenerek) Rabbi hakkında İbrahim ile tartışanı görmedin mi? Hani İbrahim, “Benim Rabbim diriltir, öldürür.” demiş; o da, “Ben de diriltir, öldürürüm” demişti. (Bunun üzerine) İbrahim, “Şüphesiz Allah güneşi doğudan getirir, sen de onu batıdan getir” deyince, kâfir şaşırıp kaldı. Zaten Allah, zalimler topluluğunu hidayete erdirmez.” (Bakara suresi, 258)
- “Yakın onu! Bir şey yapacaksanız onu yakın da, Tanrılarınıza yardım etmiş olun!’ dediler. Bizse şöyle dedik: ‘Ey ateş! Soğu! Ve esenlik ol İbrahim’e!” (Enbiya suresi; 68-69)
Kuşların diriltilmesi
Kuran’da İbrahim (as) ın ölülerin nasıl diriltileceğini merak ettiğinde de bahsedilir. Kuran’da şöyle geçmektedir:
- ”Hani İbrahim, “Rabbim! Bana ölüleri nasıl dirilttiğini göster” demişti. (Allah ona) “İnanmıyor musun?” deyince, “Hayır (inandım) ancak kalbimin tatmin olması için” demişti. “Öyleyse, dört kuş tut. Onları kendine alıştır. Sonra onları parçalayıp her bir parçasını bir dağın üzerine bırak. Sonra da onları çağır. Sana uçarak gelirler. Bil ki, şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.” (Bakara suresi, 260)
Hz. Eyyub (as)
Hz. Eyyub (as)’dan Kur’an’da dört yerde bahsedilir ve sabır örneği olarak takdim edilir.
İslam kaynaklarına göre Harran bölgesinde yaşayan ve çok zengin olup, sayısız malı-mülkü, birçok oğlu, kızı bulunan Hz. Eyyub, kendi toplumuna peygamber olarak gönderilmiştir. Şanlıurfa’da orada çile çektiğine inanılan bir mağara ziyaret mekânı olarak bulunmaktadır.
Urfa’da, Şam’da, Umman’da, Yemen’de ve Irak’ta türbesi vardır.
Kur’an’da bahsi geçen âyetler
- (Ey Muhammed!) Kulumuz Eyyub’u da an. Hani o, Rabbine, “Şeytan bana bir yorgunluk ve azap dokundurdu” diye seslenmişti. (Sad, 41)
- Biz de ona, “Ayağını yere vur! İşte yıkanacak ve içecek soğuk bir su” dedik. (Sad, 42)
- Biz ona tarafımızdan bir rahmet ve akıl sahiplerine bir öğüt olmak üzere ailesini ve onlarla birlikte bir o kadarını bahşettik. (Sad, 43)
- Şöyle dedik: “Eline bir demet sap al ve onunla vur, yeminini bozma.” Gerçekten biz Eyyûb’u sabreden bir kimse olarak bulduk. O ne güzel bir kuldu! O, Allah’a çok yönelen bir kimse idi. (Sad, 44)
- Eyyûb’u da hatırla. Hani o Rabbine, “Şüphesiz ki ben derde uğradım, sen ise merhametlilerin en merhametlisisin” diye niyaz etmişti. (Enbiya, 83)
- Biz de onun duasını kabul edip kendisinde dert namına ne varsa gidermiştik. Tarafımızdan bir rahmet ve kullukta bulunanlar için de bir ibret olmak üzere ona ailesini ve onlarla beraber bir mislini daha vermiştik. (Enbiya, 84)
Ziyaretimizden görüntüler