Somuncu Baba – Hacı Bektaşı Veli – Ahi Evran Hz.leri Ziyaretleri
22 Kasım 2015 tarihinde önce Aksaray’da Somuncu Baba Hz.leri, Kırşehir’de Pir Hac-ı Bektaşı Veli Hz.leri ve Ahi Evran Veli Hz.lerini ziyaret gerçekleştirdik.
Somuncu Baba (Seyh Hamiduddin Veli) Hz.leri
1331 tarihinde Kayseri’nin Akçakaya köyünde doğmuştur. Anadolu’yu mânevi fetih için gelen Horasan erenlerinden Şemseddin Musa Kayseri’nin oğludur. Seyyid olup soyu 24. kuşaktan Peygamberimiz Hz.Muhammed’e (sav) ulaşmaktadır. “Şeyh Hâmid Hâmid’ûd-Dîn-i Veli” ilk tahsilini babası Şeyh Şemseddin Musa Kayseri’den almıştır. Bilge kişiliği olan Şeyh Hâmid-i Veli, ilim alanındaki çalışmalarını Şam, Tebriz ve Erdebil’de sürdürmüştür. Eğitimini Hoca Alâad-Dîn Ali Erdebilî’nin ya da onun babası Sadreddin Erdebili’nin yanında Erdebil’de tamamlamış ve Bayezid-i Bistami’nin ruhaniyetinden mânevi terbiye almıştır. Safev’îyye Tarikâtı’nın Anadolu’ya yayılması, muhtemelen Hoca Alâad-Dîn Ali Erdebilî’nin zamanında Şeyh Hâmid-i Veli ile olmuştur.
Dini ve dünyevi ilimlerle ilgili onay alarak, doğru yolu gösterme vazifesi için Anadolu’ya dönerek Bursa’ya yerleşmiştir. Bursa’da çilehanesinin yanında yaptırdığı ekmek fırınında somun pişirip sokak sokak dolaşarak “somunlar, müminler” nidasıyla insanlara ekmek dağıtmıştır. Bu sebeple Şeyh Hamid-i Veli “Somuncu Baba” olarak da tanınmıştır. Yıldırım Beyazıd Niğbolu zaferini kazanınca, “Allah’a şükür nişanesi” olarak Bursa Ulu Camii’ni yaptırmıştır. Ulu Cami’nin açılış hutbesini Şeyh Hâmid-i Veli okumuş ve hutbede Fatiha Suresini yedi farklı şekilde yorumlamıştır. Hutbeyi dinleyen padişah başta olmak üzere tüm cemaat Şeyh Hamid-i Veli’ den etkilenmiştir. Mânevi kişiliği ve bilgelik yönü ortaya çıkan Şeyh Hamid-i Veli şöhretten korktuğu için talebeleriyle birlikte Bursa’dan ayrılarak Aksaray’a gelmiştir. Abdurrahman el-Askerî ise Somuncu Baba’ nın Bursa’dan ayrıldıktan sonra Ceyhan Nehri’nin kenarında bulunan Kozan (Sis) Kalesi yakınlarındaki bir köyde yerleştiğini ve Hacı Bayram-ı Veli’ nin de buraya gelip kendisini ziyaret ettiğini belirtmiştir. Burada bir süre kaldıktan sonra önce Şam’a gitmiş, buradan Mekke’ ye hacca gitmiş olan Somuncu Baba, hac dönüşü Aksaray’a yerleşmiştir.Aksaray’da Hacı Bayram-ı Veli’yi dünyaya ve ahirete ait ilimlerde eğiterek yetiştirmiş, onu irşad vazifesi için Ankara’ya görevlendirmiştir.
1412 yılında vefat eden Somuncu Baba, Aksaray’ da Hacı Bayram-ı Veli tarafından cenaze namazı kıldırıldıktan sonra bugünkü türbesinin olduğu yere defnedildi.
Haci Bektas-i Veli Hz.leri
Horasan Melametîliğinin önde gelen temsilcilerinden Yusuf Hemedani’nin öğrencisi Hoca Ahmed Yesevi tarafından kurulmuş olan Yesevîlik tarikâtının Anadolu’daki en fa’al uygulayıcısı konumunda olan Bektaşîlik tarikâtının isim babası, Kalenderî / Haydarî şeyhi, büyük Türk mutasavvıfı.
Lokman Parende’den ilk eğitimi almış ve Hoca Ahmed Yesevî (1103-1165)’nin öğretilerini takip etmişti. Ondan dolayı Yesevi’nin halifesi olarak kabul edilmektedir. Anadolu’ya geldikten sonra kısa zamanda tanınarak kıymetli talebeler yetiştirdi. Hacı Bektâş-ı Velî kendisinin de bağlı olduğu “Ahilik Teşkilâtı” ile, Osmanlı Devleti’nin kuruluş devrinde Anadolu’da sosyal yapının gelişmesinde önemli katkılarda bulunmuştur.
Hayatının büyük bir kısmını Sulucakarahöyük’te (Hacıbektaş) geçiren Hacı Bektâş-ı Veli, ömrünü de burada tamamlamıştır. Mezarı, Nevşehir iline bağlı Hacıbektaş ilçesinde bulunmaktadır.
Ahi Evran Veli Hazretleri
Ahi Evran’nın doğum tarihi kesin olmamakla birlikte 1171 yılında İran’ın Hoy kasabasında dünyaya geldiği tahmin edilmektedir. Hoy kasabası daha Büyük Selçuklu hükümdârı Tuğrul Bey’den beri Türkmen yerleşim bölgesidir.
Ahi Evran’in çocukluğu ve tahsil devresi Azerbeycan’da geçmiştir. Bundan sonra Horosan ve Maveraünnehir bölgesine gelip o yöredeki büyük üstadlardan dersler almıştır. 1203 veya 1204 yılında Bağdat’a gelmiş ve burada tanıştığı Evhaddü’d Din Kirmanî’in tavsiyesiyle Abbasi halifesi Nasır Lidinillah’ın kurmuş olduğu Fütüvvet Teşkilâtına katılmış ve bu teşkilatın önde gelen şeyhleriyle temas kurma imkânı bulmuş, başta Kirmanî olmak üzere birçok üstaddan istifade etmiştir. O dönemde Bağdat’ın ilim ve irfan merkezi olması, Ahi Evran’ın çok yönlü bir fikir adamı olarak yetişmesini sağlamıştır.
1204 yılında Anadolu Selçukluları sultanı I. Gıyaseddin Keyhüsrev’ı göndermiş, buna karşılık bazı ilim adamları ile birlikte Ahi Evran da Anadolu’ya gelmiştir. Ahi Evran Kayseri’ye yerleşmiş ve Fütüvvet Teşkilâtından esinlenerek ilk Ahi Teşkilâtını burada kurmuştur. Keyhüsrev tarafından desteklenen teşkilâtın lideri olan Debbağ Ahi Evran Kayseri’de pek çok sanatın icra edildiği sanayi sitesinde hizmet vermiştir.
1227 ile 1228 yılları arasında muhtemelen Sultan I. Alaeddin Keykubad’ın arzusuyla Konya’ya yerleşen Ahi Evran, burada da sanatını icra etmiştir. Fakat Ahilerin en büyük hamisi olan Sultan I. Alaeddin Keykubad, II. Gıyaseddin Keyhüsrev’in tertiplediği bir suikast sonucu öldürülünce, pek çok Ahi ve Türkmen cezalandırılmış, Ahi Evran da hapsedilmiştir. II. Gıyaseddin Keyhüsrev’in ölümünden sonra 1245 yılında serbest bırakılan Ahi Evran, Denizli’ye geçmiştir. 1247’de, Mevlana’nın oğlu Alaeddin Çelebi’nin Mevlana’nın hocası Şems-i Tebrizi’nin öldürülmesinde parmağı olduğu iddiası yayılmıştır. Bu olaydan sonra da Kırşehir’e gidip yerleşir ve hayatının sonuna kadar (15 yıl)burada kalır.
Ömrünün sonlarına doğru Anadolu Selçuklu Devletindeki taht mücadelelerine karışır ve II. İzzeddin Keykavus tarafını tutar. Mevlana’nın oğlu Alaeddin Çelebi de Ahi Evran’in yanındadır. Mevlana’nın diğer oğlu Sultan Veled’in, Ahi Evren’in ölümü üzerine yazdığı rubaide geçen ay tutulmasına dayanarak 12 Nisan 1261’deki meydana gelen parçalı ay tutulması aynı zamanda Ahi Evran’in ölüm günüdür
Foto Galeri