İftar Programımız – 23.06.2016
Ramazan ayı boyunca Pazartesi ve Perşembe günleri derneğimiz bahçesinde iftar verilmektedir. İftar sonrası ise ders yapılmakta, ayrıca ilahi grubumuz ile birlikte sema programı yapılmaktadır.
TÜM HALKIMIZ DAVETLİDİR.
23.06.2016 tarihindeki İftarımızdan görüntüler
Akşemseddin Hz.leri Ziyaretimiz – Göynük 2016
AKSEMSEDDIN HZ.LERI ZIYARETIMIZ
Şeyh Hamza’nın oğlu olarak, 1389 yılında Şam ‘da doğmuştur. Şeyh Hamza(Kurtboğan Hz.) ailesiyle beraber geldiği Amasya’da küçük Şemsettin’i pek iyi yetiştirmiştir. Akşemseddin’in soyu, baba tarafından Ebu Bekir’e dayanmaktadır. İlk tahsilini babasından alan Akşemseddin, 7 yaşında hafız olup, ailesiyle birlikte Çorum-Osmancık kazasının Sarpın kavak köyüne’ yerleşmiştir.. Babasının vefatından sonra Amasya ve Osmancık medreselerinde eğitimini tamamlayan Akşemseddin, müderrislik payesi aldı ve Osmancık Medresesine müderris oldu. Akşemseddin ayrıca, tıbba ve eczacılığa merak sararak tıp ilmini öğrendi. Daha önceden Abdülkadir Geylani, İmam-ı Gazali ve Muhammed Celaleddin-i Rumi gibi örneklerinde görüldüğü gibi, ilim tahsili ile tatmin olmayan Akşemseddin, irfan tahsili için müderrisliği ve medreseyi terk etti. Tasavvufa olan ilgisinden dolayı, Akşemseddin önce İran’ı dolaştı ama umduğunu bulamadığı için yeniden Anadolu’ya dönmek zorunda kaldı. Anadolu’da ise, Akşemseddin’e Ankara’da bulunan Hacı Bayram Veli’yi tavsiye ediyorlar ve şöyle diyorlardı:
“ Kazandığın şu zahiri ilmini mana ilmiyle, bilgini aşk ile, akıl vergisini kalp ve gönül vergisiyle tamamlaman gerek. Bu da yalnız olmaz. Sana bir mürşit lazım. Kalk Ankara’ya git. Orada Hacı Bayram Veli’ye müracaat et. O seni tamamlasın, bütünleşin. Sen bu dünyaya lazım bir insansın.
İstanbul’un fethi
Akşemseddin’in asıl ünü, II. Murat’ın emir ve isteğiyle II. Fatih Sultan Mehmed’in hocalığına tayin edilişiyle başlamıştır. Akşemseddin, II. Fatih Sultan Mehmed’e danışmanlık yapıp İstanbul’un fethine katkıda bulunmuştur. Akşemseddin çocukları, öğrencileri ve müritleriyle birlikte fetih ordusuna katılmışlardır. Akşemseddin İstanbul kuşatmasının en kritik günlerinde II. Fatih Sultan Mehmed’e bir mektup yazmıştır.
II. Fatih Sultan Mehmed Akşemseddin ile İstanbul’a girişte şehir halkı tarafından karşılanıyor, şehir halkı Akşemseddin’i II. Fatih Sultan Mehmed sanıp ona çiçekler uzatılıyor. Akşemseddin ise “Padişah ben değilim” diyerek yanındaki II. Fatih Sultan Mehmed’i gösteriyordu. II. Fatih Sultan Mehmed ise “Hünkar benim ama, o benim hocamdır. Çiçekler O’na Layıktır!” sözüyle tebessüm ediyordu. II. Fatih Sultan Mehmed İstanbul’un fethin ardından Ayasofya’da hutbesini tamamladıktan sonra, minberden indi ve Akşemseddin’i imâmete geçirdi. Böylece Akşemseddin, fethin ilk Cuma namazını kıldırmış oldu. Ayrıca Akşemseddin, Fetih’ten sonra II. Fatih Sultan Mehmed isteği üzerine Ebu Eyyûb el-Ensarî’nin kabrini tespit ettiği rivayet edilir.
Vefatı
Akşemseddin, fetihten sonra, II. Fatih Sultan Mehmed’in ısrarına rağmen İstanbul’da kalmak istemedi, Göynük’e çekildi ve 16 Şubat 1459 yılında yetmiş yaşında vefat etti.
Ziyaretimizden Görüntüler
Ömer Sıkkini Hz.leri Ziyaretimiz – Göynük 2016
OMER SIKKIN HZ.LERI ZIYARETIMIZ
Melamet yolunun önderi , aşk ve cezbe ehlinin rehberi Ömer Dede , Hacı Bayram-ı Veli hazretlerinin halifesidir. Kabri Bolu ili Göynük ilçesinde bulunmaktadır.
Hayatı hakkındaki bilgiler oldukça sınırlıdır. Abdurrahman el-Askeri’nin Mir’atü’l-ışıkında Göynük’te doğduğu ifade edilmektedir. Bıçakçılık mesleğini benimsediğinden “Sıkkini” (bıçakçı) unvanıyla tanınırdı. Melami geleneğinde ise bu konuda farklı bir inanış mevcuttur. Buna göre ”Hacı Bayram-ı Veli’nin, kaç müridi bulunduğunu ll. Murad’a bildirmek üzere müridierini kurban etmek için topladığına ve bu toplantı esnasında sadece bir erkekle bir kadının Hacı Bayram’a tam teslimiyetle bıçağın altına boynunu uzattığına dair menkıbede sözü edilen şahsın ömer Dede olduğu belirtilir.” Ömer Dede’nin ilk tasavvuf terbiyesini Bursa’da iken Somuncu Baba’dan aldığı Manevi terbiyesini ise Hacı bayram-ı Veli hazretlerin de tamamladığı rivayet olunur.